Bir Kara Para Aklama Aracı Olarak Sanat !!!
Pek çok bakımdan sanat piyasası para aklamak için biçilmiş kaftan: çok yüksek miktarlarda nakit paranın döndüğü ve takasın meşru bir alışveriş yöntemi olarak kabul edildiği, denetimden muaf ve şeffaflıktan uzak bir piyasa. Tüm bu sebeplerden dolayı sanat piyasasında dönen paranın kaynağına ulaşmak hiç de kolay bir iş değil. Hesap işlemlerinin kaydı tutulmuyor ve halihazırda sanat eseri satışlarını kamuya açıklamak gibi bir zorunluluk yok.
Londra’da gerçekleşen Art Business Konferansı’nın ana gündem konusu da yine sanat suçlarıydı. Mali müşavirlik ve denetim şirketi Deloitte’in çalışanlarından Michael Martin, konuşmasında “sanatın, yapısı gereği para aklamaya imkân tanıyan bir varlık sınıfı olduğunu” belirtti ve bunu fark eden mali yetkililerin, sanat piyasasını şeffaf hale getirerek kara para sahiplerinin nezdindeki cazibesini kırmayı hedeflediklerini söyledi. Konferansın katılımcıları arasında bulunan Londra menşeli hukuk bürosu Constantine Cannon’un sanat hukuku departmanının başındaki Pierre Valentin ise, sanat piyasası üzerinden kara para aklamanın cazibesini “sanat eserlerinin taşınabilir olmasına” ve müzayedelerde tarafların “kimliğini gizli tutabilmesine” bağladı.
Ülkemiz deki Borsa Baronları da sanat ile kara para aklamayı yeni keşfettiler. Kulisler de konuşulan haberlere göre bazı baronlar ünlü sanatçıların replika eserlerini alım satım yapmış gibi gösterip,100 milyonlarca dolar akladıkları, servetlerine servet kattıkları ve ülkemize ciddi bir vergi kaybı yaşattıkları belirtildi.
Maliye Bakanlığı ve Masak bu tür yasadışı işlemleri takibe aldığı,kimlerin bu aklama yönetimini kullandığını tespit ettiği konuşuluyor.